Gelir Vergisi Kanunu gerçek kişilerin gelirlerini vergiye tabi tutmuş olup geliri, “bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır” şeklinde tanımlamıştır. Buna ilaveten hangi tür iratların vergiye tabi olacağı da kanunun 2. maddesinde sayılmak suretiyle belirtilmiştir. Bunlar; Ticari Kazanç, Zirai Kazanç, Ücretler, Serbest Meslek Kazançları, Gayrimenkul Sermaye İratları, Menkul Sermaye İratları ve Diğer Kazanç ve İratlardır. Bu iratları elde eden gerçek veya tüzel kişiler gelir vergisi kanununa göre gelir elde etmiş olmaktadır .
Gelir Vergisi Kanunu’nda iki tür mükellefiyet belirlenmiş olup, bunlar Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri gelirlerin tamamı üzerinden vergilendirilecek olan tam mükellefler ile sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilecek olan dar mükelleflerdir.
Gelir Vergisi Kanununda yer alan düzenlemeye göre, ikametgahı Türkiye’de bulunan veya bir takvim yılı içinde Türkiye’de devamlı olarak altı aydan fazla oturan gerçek kişiler tam mükellefiyet esasında vergilendirileceklerdir. Dolayısıyla, Türkiye’de ikametgahı olmayanlar ile bir takvim yılı içinde Türkiye’de devamlı olarak altı aydan fazla oturmayanlar Türkiye’de yerleşmiş sayılmazlar. Türkiye’de yerleşik olmayan gerçek kişiler Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlardan dolayı dar mükellef olarak vergilendirilirler. Dar mükellef gerçek kişiler, sadece Türkiye’de elde ettikleri kazanç ve iratlar üzerinden vergilendirilir, yabancı ülkelerde elde ettikleri kazanç ve iratlarını Türkiye’de beyan etmezler.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 3. bölümü (Dar Mükellefiyet) 7.maddesinde dar mükellefler için gelirin Türkiye’de elde edilmiş sayılmasının kriterleri sıralanmıştır.
More...
Kanun Hükmüne Göre;
Ticari kazançlarda: Kazanç sahibinin Türkiye’de işyerinin olması veya daimi temsilci bulundurması ve kazancın bu yerlerde veya bu temsilciler vasıtasıyla sağlanması
Bu şartlara haiz olsalar dahi iş merkezi Türkiye’de bulunmayanlardan, ihraç edilmek üzere Türkiye’de satın aldıkları veya imal ettikleri malları Türkiye’de satmaksızın yabancı memleketlere gönderenlerin bu işlerden doğan kazançları Türkiye’de elde edilmiş sayılmaz.
Türkiye’de satmaktan maksat, alıcı veya satıcının veya her ikisinin Türkiye’de olması veya satış akdinin Türkiye’de yapılmış olmasıdır. İş merkezinden maksat ise, iş bakımından muamelelerin bilfiil toplandığı ve idare edildiği merkezdir.
Zirai kazançlarda: Zirai faaliyetlerin Türkiye’de icra edilmesi,
Ücretlerde: Hizmetin Türkiye’de ifa edilmiş veya edilmekte olması veya Türkiye’de değerlendirilmesi ile Türkiye’de kain müesseselerin idare meclisi başkan ve üyelerine, denetçilerine, tasfiye memurlarına ait huzur hakkı, aidat, ikramiye ve benzerlerinin Türkiye’de değerlendirilmesi;
Serbest meslek kazançlarında: Serbest meslek faaliyetlerinin Türkiye’de icra edilmesi veya Türkiye’de değerlendirilmesi;
Buraya kadar anlattıklarımı bir tablo ile özetleyecek olursam;